27 Aralık 2011 Salı

Safer ayı dert ayı mı?

Merhaba.Safer ayına girmiş bulunmaktayız.Bu ay ile ilgili çeşitli söylentiler olsada bunlara  itibar etmememiz gerekir.Safer ayı ile ilgili bazı bilgiler paylaşmak istiyorum sizlere.

Safer ayı, Hicrî ayların ikincisidir. Hicrî ayların birincisi, bilindiği gibi Muharrem ayıdır ve içinde aşûre günü vardır. Üçüncüsü ise Rebî’ül-Evvel ayıdır ve bu ayın 12. Gecesinde Kâinatın Efendisi Sevgili Peygamberimiz (asm) arzımıza ve gönlümüze teşrif etti.

Hicrî takvimde bazı ayların ve günlerin; gerek içinde farz kılınan ibadetler, gerekse bir kudsî tarihin unvanı olmaları hasebiyle mukaddes tanındığı biliniyor. Meselâ Recep, Şaban ve Ramazan ayları, nafile ve farz ibadetlerin içerisinde teşrî kılındığı üç ibâdet ayı olarak bilinir; bu aylardan bilhassa Ramazan ayı ve bu ay içindeki Kadir Gecesi Kur’ân’da da ifâdesini bulur; diğer ikisi de muhtelif nafile ibâdetler için münbit birer zemin teşkil ettiği sahih hadislerde beyan edilir. İslâmiyet öncesi Araplar arasında da Muharrem, Recep, Zi’l-Kâde ve Zi’l-Hicce aylarının hürmet duyulan aylardan olduğu ve bu aylarda Arapların savaş yapmaktan çekindikleri biliniyor.

Sahih kaynaklarda mübarek olduğu bildirilen diğer gün ve geceleri de burada zikretmek lâzım: Ramazan Bayramı, Kurban Bayramı, Arefe gün ve geceleri, Kandil geceleri, Cuma günleri, Aşûre günü vs. gibi. Bu günlerde de gerek nafile, gerek vacip, gerekse farz olmak üzere değişik eda şekilleriyle muhtelif ibadetler yapılır.

Görüldüğü gibi İslâmiyet’te hürmet duyulan ve belli ibadetler için tahsis edilen aylar, günler ve geceler bulunmakla beraber; âfetler, musibetler ve semavî belâlar için tahsis edilen muayyen her hangi bir zaman diliminden söz etmek mümkün değildir. Böyle bir tahsisat, İslâm’ın ruhuna uygun değildir. Belli ayları İlâhî musibet ayı olarak ilân etmek doğru da değildir. Allah’ın irâdesini aylarla veya günlerle sınırlamak mümkün olmadığı gibi; böyle bir sınırlama çabası kulluk terbiyesine de yakışmaz.

İlâhî îkâz ve felâketler başka aylarda olmuyor mu? Kaldı ki, belli aylarda İlâhî ikazların yoğunlaştığını farz etsek bile, o ayların musibet ve uğursuzluk ayı olarak ilân edilmesi Resûlullah (asm) tarafından nehy edilmiştir.

Safer ayı, cahiliye Arapları tarafından uğursuz ay olarak tanınıyor ve bu ayda umre yapmak büyük günahlardan sayılıyordu. Resûlullah (asm) ise “Umre her zaman helâldir!” buyurarak bu aya atfedilen uğursuzluk inancını kırmıştı1. Ama ne yazık ki; bu ayda akdedilen nikâhların uzun ömürlü olmayacağı, bu ayda yapılan faaliyetlerin sonuçsuz kalacağı, bu ayda başlanılan işlerin uğursuzlukla biteceği tarzındaki inançların, cahiliye Araplarından beri halk arasında yer yer varlığını sürdüre gelen hurafelerden olduğunu görüyoruz.

Ebû Hüreyre’nin (ra) rivâyetiyle Resûlullah (asm) Efendimiz şöyle buyurmuştur:

“Hastalığın kendiliğinden sirâyeti yoktur; uğursuzluk ve baykuş ötüşünün olumsuz etkisi yoktur; Safer ayının hayır ve şerle bir alâkası yoktur; bunlar cahiliye hurafeleridir. Cüzzamlıdan, aslandan kaçtığınız gibi kaçınız!”2
Safer ayının normal aylardan olduğunu tespit ettikten sonra; her ne kadar güvenilir kaynaklarla teyit edilmese de, burada, Safer ayında yapılması uygun bulunan şu duâyı zikredebiliriz:
“Bismillâhirrahmânirrahîm: Allah’ım; hamd ve şükür Sana mahsustur! Minnetim Sana’dır! Ben Senin kulunum; ve ben bundan dolayı huzurluyum! Nefsimi, dînimi, dünyamı, âhiretimi, işlerimin sonunu ve amelimi Sana emânet ediyorum. Bütün Muhammed (asm) ümmetini Senin gücünün, havlinin, kudretinin ve kuvvetinin şiddetinden, Sana emânet ediyorum! Muhakkak Sen, emâneti koruyansın; hükmü nâfiz olansın; kazâsı gâlib olansın! Yâ Ahkeme’l-Hâkimîn ve yâ Esrae’l-Hâsibîn ve yâ Ekrame me’mûlin ve ecvede mes’ûlin yâ Hayyu yâ Kayyûmu yâ Kadîmü yâ Ferdu yâ Vitru yâ Ehadu yâ Samedu yâ men lem yelid ve lem yûled ve lem yekun lehû küfüven ehad! Yâ Azîzu Yâ Vehhâbu Salla’llâhu alâ hayr-i halkıhî Muhammedin ve âlihî ve sahbihî ecma’în! Âmin!”
Bu ayın son Çarşamba gününde de iki rek’at namaz kılınması; bu namazda her rek’atte bir Fatiha ve on bir İhlâs-ı Şerif okunması; namazdan sonra da on bir istiğfar ile, on bir salavât-ı şerîfe okunması tavsiye edilmiştir.

Sadakanın bu aya özel bir konumu yoktur. Diğer aylarda olduğu gibi, bu ayda da sadaka vermeye devam etmelidir.

Dipnotlar:
1. Buhârî, Kitâbu’l-Hac, H. No:777
2. Buhârî, Kitâbu’t-Tıp, H. No: 1927

24 Aralık 2011 Cumartesi



Merhaba.Daha çiçeği burnunda yeni ve acemi bir blog iken uzun zamandır takip ettiğim Sevgili http://mor-leke.blogspot.com/ beni mimlemiş.Ona çok teşekkür ediyorum.Çok mutlu etti bu jesti beni.Konumuza gelince 2012 de gerçekleşmesini istediğimiz 12 dilek.Ah dilekleri yazsak blogları taşar gider ama:)neyse şimdilik 12 madde ile sınırlı kalalım..
  • Sağlıklı bir hayat diliyorum herşeyden önce..
  • Güzel ahlak,daha kuvvetli bir imana sahib olabilmek ve dinimi en iyi şekilde öğrenip yaşayıp ve başkalarına da bu anlamda faideli olmak.
  • 1,5 yaşındaki oğlumun sağlıklı mutlu huzur içerisinde büyümesi.Anne babasına ve vatanına hayırlı evlad olması.
  • Eşimle  aşk ve muhabbet dolu bir ömür geçirmek.Hastalıkta ve sağlıkta hep yanyana elele olmak(nikah töreni gibi oldu sanki) :))
  • Dünyadaki savaşların bitmesini diliyorum.Ve çocukların artık ağlamamasını istiyorum.
  • Rabbim bizleri ve bütün insanları büyük felaketlerden depremlerden muhafaza etsin korusun.
  • Dünyada açlık ve fakirlik olmasın.Herkesin mutlu olacağı bir çatısı olsun.
  • Rabbim rızkımızı genişletsin ki inşallah geniş ve güzel bir ev alabileyim:)
  • Gidip görmek istediğim yerler var.Oraları görmek gezmek nasib olur inşallah.
  •  En kısa sürede fazla kilolarımdan kurtulayım:)
  • Almak istediğim fotoğraf makinasına biran evvel kavuşayım.
  • Öğrenmek istediğim yabancı dilleri Rabbim şıp diye kazısın zihnime.
 Bende http://www.hobimutfagim.blogspot.com/ ve http://www.papatya84.blogspot.com/ u mimliyorum.
Rabbim herkese huzurlu mutlu bir sene geçirmeyi nasib etsin..

20 Aralık 2011 Salı

Bu kitabı alalı uzun zaman oldu .Kitaplıkta öylece duruyordu.Bir başlasam bitecek biliyorum fakat dünya meşgaleleri hep alıkoyuyor insanı.Ama artık okumalara hız vermek istiyorum.Kitabı okudukça beğendiğim bölümleri burada paylaşmak istiyorum.Bakalım okudukca hangi maceralara sürükleyecek beni...

18 Aralık 2011 Pazar




Bir defterin yaprağını aralar gibi oldum şu an:)Daha yeniyim ya...Ne yazacağımı nereden başlayacağımı bilmiyorum:)
Bence akışına bırakmalıyım,içimden geldiği gibi yazmalı,söylemeliyim.
Zira bu düşünce ile çıktım yola.
Öyleyse bir İstanbul manzarası ile merhaba...